Video ve Film farkı
Video üzerine çalışan ya da video kavramına meraklı kişilerin bir çok film görüntüsüne ulaşmak isterler. Bakalım Video'dan Film'e ulaşmak için nelerin üstesinden gelmek gerekiyormuş?
Uyarı! Bu yazı video görüntülerinden film hissi yaratmanın yollarını açıklamaz. Sadece ileride açıklanacak konulara temel olması açısından bazı önemli farkları belirtir.
En büyük sorun Frame'ler! Film görüntüsüne ulaşmak konusunda bilgi veren yazıların bir çoğunda, öncelikli olarak çeşitli renk düzenlemeleri ve kaş'lama gibi metodlardan bahsedilir. Her ne kadar bu bilgiler ve yönlendirmeler doğru ve geçerli olsa da, aslında keslinlikle yetersiz ve ikinci plandadır.
Elinizdeki standart video kameranızla çektiğiniz görüntüler saniyede 25 kare içerir, tabii ki bu değer ülkemizde kullanılan PAL sistemi için geçerlidir. Eğer özellikle Amerika'da kullanılan NTSC sistemini kullanıyorsanız bu kez de bir saniyelik görüntü içersinde 29.97 kareye sahip oluyorsunuz demektir ki en büyük sorun da burada ortaya çıkar.
Şimdi yukarıdaki değerleri aklınızda tutarak sıradaki bilgilerle kıyaslamaya başlayın. PAL 25fps (frame per second - saniyedeki kare sayısı), NTSC 29.97fps içerirken izlediğiniz sinema filmlerinde ise bu değer 24fps'dir. Yani sinema filmleri saniyede 24 kare içerir.
Bir video izlerken o tam olarak tanımlayamadığınız "his" karmaşası da buradan ileri gelmektedir. Çünkü video'lar film'e nazaran çok daha akışkan bir görüntü sistemine sahiptir bu da izlediğiniz görüntünün bir film olmadığını farketmenizi sağlar.
PAL sistemin sahip olduğu 25fps değeri, 24fps'ye sahip film görüntüsünden çok da uzak olmadığı için çoğu zaman bu his çok daha kolayca elde edilebilir. Fakat ortalama 30fps değerine sahip olan NTSC için bu o kadar da kolay olmayacaktır. İşte bu noktada elinizdeki kare sayısını 24'e düşürmeniz gereklidir.
Progressive de ne? Gelelim en önemli diğer konuya. Film kameraları bildiniz gibi görüntüyü kare kare pozlar. Video da ise görüntü çift tarafa olarak ekrana gelir, yani önce 1-3-5-7-9... satırlar ardından ise 2-4-8-10... satırlar ekrana taşınarak bir tam kare oluştururlar. Bu sisteme ise Interlace adı verilir. Anladığınız üzere her bir kare için tam pozlama yapan film kameralarından çok daha farklı bir yakalama sistemi olduğu için film hissinden bir miktar daha uzaklaşmış oluruz.
Bir kareyi iki ayrı gönderme işlemiyle tamamlayan video görüntülerini tam anlamıyla film görüntüsüne dönüştürmek için bahsi geçen iki seri gönderimi tek bir kare haline getirip tek seferde pozlanmış bir kare haline getirmemiz gereklidir. Bu sayede elde edilen görüntüye ise Progressive adı verilir. Günümüzde doğrudan progressive kayıt yapabilen dijital kameralar da mevcuttur.
Biraz da görsel detaylar Teknik detayları bir yana bırakırsak, karşımıza biraz daha farklı bir sorun çıkacaktır. O da filmlerde kullanılan kameralar ile video kameraların yarattığı görsel farklardır.
En basit haliyle standart dijital kameraların lens yapılarından dolayı film görüntüsü elde edemeyeceğini söyleyebiliriz. Yani filmlerde gördüğünüz alan derinliği (kabaca, objektife yakın nesnelerin daha net, arkalarda bulunan nesnelerin daha bulanık görünmesi) gibi etkiler standart dijital kameralarla elde edilemez. Fakat bu gibi durumlarda sık kullanılan dijital kameralar için geliştirilmiş Mini35 adlı bir adaptörü kullanarak normal dijital kameralar üzerinde 35mm film lensleri kullanabilirsiniz.
Renklere dikkat Gelelim bir diğer görsel farka. Video kameralar çoğu zaman renkler konusunda film kadar başarılı olamaz. Çok doğal bir şekilde filmde kullanılan pozlanma tekniği ile kameralarda kullanılan CCD yakalayıcılar bu farka neden olurlar.
Bu noktada Color Correction (renk düzenleme) kavramı gündeme gelir. Color Correction sistemleri ve video edit yazılımları içerisindeki Color Correction araçları sayesinde renk düzenlemeleri yaparak bir miktar daha film görüntüsüne ulaşabilirsiniz.
Bunlara dikkat!
Ev kullanıcılar için üretilen kameralar, 24p (saniyede 24 progressive kare) yakalayamaz.
NTSC kameralardan film görüntüsü elde etmek PAL sistemlere nazaran daha zordur.
Film hissi vermenin yolu "renk oynamalarından" ve "basit kaş'lama" hilelerine dayanmaz.
Güçlü 35mm lensleri kullanmanız için gerekli olan Mini35 adaptörü her tür dijital kamera da kullanılamaz.
Tek CCD'li bir amatör kameranın sağladığı görüntü üzerinden, film hissi için yapılan Color Correction işlemi hiç bir zaman tam verim sağlayamayacaktır.
Video ve film görüntüsü arasındaki his farkı, bu açıklamalardan biri ya da birkaçından değil tamamından kaynaklanmaktadır. Bir başka değişle ancak geniş kapsamlı ve profesyonel bir çalışma sonucu bu fark minimuma indirgenebilir.
Uyarı! Bu yazı video görüntülerinden film hissi yaratmanın yollarını açıklamaz. Sadece ileride açıklanacak konulara temel olması açısından bazı önemli farkları belirtir.
En büyük sorun Frame'ler! Film görüntüsüne ulaşmak konusunda bilgi veren yazıların bir çoğunda, öncelikli olarak çeşitli renk düzenlemeleri ve kaş'lama gibi metodlardan bahsedilir. Her ne kadar bu bilgiler ve yönlendirmeler doğru ve geçerli olsa da, aslında keslinlikle yetersiz ve ikinci plandadır.
Elinizdeki standart video kameranızla çektiğiniz görüntüler saniyede 25 kare içerir, tabii ki bu değer ülkemizde kullanılan PAL sistemi için geçerlidir. Eğer özellikle Amerika'da kullanılan NTSC sistemini kullanıyorsanız bu kez de bir saniyelik görüntü içersinde 29.97 kareye sahip oluyorsunuz demektir ki en büyük sorun da burada ortaya çıkar.
Şimdi yukarıdaki değerleri aklınızda tutarak sıradaki bilgilerle kıyaslamaya başlayın. PAL 25fps (frame per second - saniyedeki kare sayısı), NTSC 29.97fps içerirken izlediğiniz sinema filmlerinde ise bu değer 24fps'dir. Yani sinema filmleri saniyede 24 kare içerir.
Bir video izlerken o tam olarak tanımlayamadığınız "his" karmaşası da buradan ileri gelmektedir. Çünkü video'lar film'e nazaran çok daha akışkan bir görüntü sistemine sahiptir bu da izlediğiniz görüntünün bir film olmadığını farketmenizi sağlar.
PAL sistemin sahip olduğu 25fps değeri, 24fps'ye sahip film görüntüsünden çok da uzak olmadığı için çoğu zaman bu his çok daha kolayca elde edilebilir. Fakat ortalama 30fps değerine sahip olan NTSC için bu o kadar da kolay olmayacaktır. İşte bu noktada elinizdeki kare sayısını 24'e düşürmeniz gereklidir.
Progressive de ne? Gelelim en önemli diğer konuya. Film kameraları bildiniz gibi görüntüyü kare kare pozlar. Video da ise görüntü çift tarafa olarak ekrana gelir, yani önce 1-3-5-7-9... satırlar ardından ise 2-4-8-10... satırlar ekrana taşınarak bir tam kare oluştururlar. Bu sisteme ise Interlace adı verilir. Anladığınız üzere her bir kare için tam pozlama yapan film kameralarından çok daha farklı bir yakalama sistemi olduğu için film hissinden bir miktar daha uzaklaşmış oluruz.
Bir kareyi iki ayrı gönderme işlemiyle tamamlayan video görüntülerini tam anlamıyla film görüntüsüne dönüştürmek için bahsi geçen iki seri gönderimi tek bir kare haline getirip tek seferde pozlanmış bir kare haline getirmemiz gereklidir. Bu sayede elde edilen görüntüye ise Progressive adı verilir. Günümüzde doğrudan progressive kayıt yapabilen dijital kameralar da mevcuttur.
Biraz da görsel detaylar Teknik detayları bir yana bırakırsak, karşımıza biraz daha farklı bir sorun çıkacaktır. O da filmlerde kullanılan kameralar ile video kameraların yarattığı görsel farklardır.
En basit haliyle standart dijital kameraların lens yapılarından dolayı film görüntüsü elde edemeyeceğini söyleyebiliriz. Yani filmlerde gördüğünüz alan derinliği (kabaca, objektife yakın nesnelerin daha net, arkalarda bulunan nesnelerin daha bulanık görünmesi) gibi etkiler standart dijital kameralarla elde edilemez. Fakat bu gibi durumlarda sık kullanılan dijital kameralar için geliştirilmiş Mini35 adlı bir adaptörü kullanarak normal dijital kameralar üzerinde 35mm film lensleri kullanabilirsiniz.
Renklere dikkat Gelelim bir diğer görsel farka. Video kameralar çoğu zaman renkler konusunda film kadar başarılı olamaz. Çok doğal bir şekilde filmde kullanılan pozlanma tekniği ile kameralarda kullanılan CCD yakalayıcılar bu farka neden olurlar.
Bu noktada Color Correction (renk düzenleme) kavramı gündeme gelir. Color Correction sistemleri ve video edit yazılımları içerisindeki Color Correction araçları sayesinde renk düzenlemeleri yaparak bir miktar daha film görüntüsüne ulaşabilirsiniz.
Bunlara dikkat!
Ev kullanıcılar için üretilen kameralar, 24p (saniyede 24 progressive kare) yakalayamaz.
NTSC kameralardan film görüntüsü elde etmek PAL sistemlere nazaran daha zordur.
Film hissi vermenin yolu "renk oynamalarından" ve "basit kaş'lama" hilelerine dayanmaz.
Güçlü 35mm lensleri kullanmanız için gerekli olan Mini35 adaptörü her tür dijital kamera da kullanılamaz.
Tek CCD'li bir amatör kameranın sağladığı görüntü üzerinden, film hissi için yapılan Color Correction işlemi hiç bir zaman tam verim sağlayamayacaktır.
Video ve film görüntüsü arasındaki his farkı, bu açıklamalardan biri ya da birkaçından değil tamamından kaynaklanmaktadır. Bir başka değişle ancak geniş kapsamlı ve profesyonel bir çalışma sonucu bu fark minimuma indirgenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR..TEŞEKKÜR EDERİZ..