07 Nisan 2013

YAKIN ÇEKİM ( MAKRO ÇEKİM )


Hemen her fotoğraf makinesinde bulu­nan yakın çekim, yani makro özelliği temel olarak objeleri yakından çekmek ve böylece mümkün olan her ayrıntıyı yakalamak için kullanılır. Makro çekim modu makine üze­rinde bir çiçek ikonuyla gösterilir. Makro modunda çekim yaparken en önemli ayrıntı netlik ayarıdır. Kğer doğru alana netlik ya­pılmazsa istenilen ayrıntılar yakalanamaz.
Doğru bir makro çekimi için diyafram ayarının da iyi bir şekilde bilinmesi gerekir. Zira makro modu yakın plan çekim yapıl­masını sağlarken, aynı zamanda alan derinli-;ini de doğrudan değiştirebilir.
Yarı profesyonel makinelerden başlaya­rak daha üst sınıfa ait modellerde yakın çe­kim modunda netlik ayarı manuel yapılabi­lir. Manuel ayarlama objeleri 2 santimetre gibi çok yakından çekme avantajı sunar. Yakın çekimde netlik ayarını sadece otomatik yapabilen çoğu makinedeyse genelde 8-10 santimden daha yakındaki objelere odak­lanma gerçekleşmez.

Makro çekimi nasıl yapılır?

Çiçekler, böcekler ve yapraklar. Boyut­ları birkaç santimi geçmeyen, ancak bir do­ğa harikası dedirtecek kadar ayrıntılara sa­hip olan bu tür objeler makro modunda çe­kilir (Elinizde tuttuğunuz bu sayımızdaki fotoğraf makinelerinin pek çok ayrıntısını da yine bu modda çektik).
Objeye ne kadar çok yaklaşılırsa, maki­nenin çözünürlüğüne de bağlı olarak, pozla-ma yapılan objedeki ayrıntılar o kadar çok fazlalaşır. Makro modu aslında makinenizin objektifinin içindeki lenslerin ayrı bir konu­ma gelerek çekim yapması demektir. Çoğu otomatik makro özelliğine sahip makinede çiçek ikonuna bastığınızda duyulan motor sesinin nedeni budur.
Makro modunda çekim yapabilmek için önce pozlanacak obje üzerinde çalışılması gerekir. Bu çalışmada öncelikle alan derinli­ğine karar verilmeli ve nereye pozlama yapı­lacağı belirlenmelidir. Ayrıca bir de söz ko­nusu objeye ne kadar yaklaşılması gerektiği de göz kararı ayarlanılabilir. Bu ön çalışma­nın ardından uygun bir tripod ya da mini tri-pod yardımıyla çekim aşamasına geçebilirsi-

Makro çekim ve alan derinliği

Alan derinliği  makro çekimlerde çok önemlidir. Çünkü makro çekim yapılırken esas olan netlik ayarının yapılacağı bölgedir. Bu bölgenin derinliği ne kadar fazlaşırsa, objenin tamamı net bir şekilde fotoğraflana-bilir. Bu bölümdeki örnek fotoğraflarda ma­kinemizin sadece diyafram ayarıyla oynaya­rak örnek çekimler yaptık.
Bir önceki sayfadaki bibloya 4 santimet­reden odaklanarak yaptığımız ilk çekimde 2.0, ikincide 2.8, üçüncüde 5.6 ve sonuncu­sunda da 8.0 diyafram değerlerini kullandık. Diyafram değerleri sayısal olarak artıkça (ya­ni diyafram açıklığı azaldıkça, çünkü bu de­ğerler aslında 1/2.8 şeklindedir) odaklamayı objektifimizden tam olarak dördüncü santi­me yapmış olsak da, biblonun sonuna ka-darlık bir alanı neredeyse net olarak görebi­liyoruz.
Diyafram değeri arttıkça alan derinliği de artacaktır ancak bu sırada objektife giren ışık miktarı azalacaktır. Örnek çekimleri­mizde bu farklılığı fotoğraflarımıza yansıt­mamak için yüksek f değerlerinde cxposure ayarını da birer basamak arttırmak gereklili­ğini hissettik


Gerçek anlamda makro fotoğraflar çekmek istiyorsanız, objektifi de­ğiştirilebilen bir fotoğraf makine­sini tercih etmelisiniz. Sadece objektifi değiştirilebilen fotoğraf makinelerinde objektifle makine arasına ek halkalar takma şansınız var. Bu halkalar odak noktasını mümkün olandan daha da ge­riye taşır. Böylece normal objektifler de çok yakından çekim yapabilir hale gelir­ler. Ne kadar çok halka takarsanız, bü­yütme o kadar artacak ve konuya da o kadar yaklaşabileceksiniz. Nesne ile mercek arasında yeterli mesafenin kala­bilmesi için, 100 mm'lik bir mercek kul­lanmanız daha uygun olur.

Ucuz halkalardan birisini satın alırsa­nız, fotoğraf makinesiyle objektif arasın­daki iletişim kesilecektir. Modern fotoğ­raf makineleri bu durumda sadece ma-nuel ayarlan kullanarak çekim yapabilir. Dijital fotoğraf makinelerinde sonucu hemen görebildiğinizden, bu büyük bir engel sayılmaz.
 
Körük kullanmak

Objektifle mercek arasındaki mesafeyi kademeli olarak ayarlamanızı sağlayan
sistemler de bu tip çekimlerde faydalı olacaktır. Körük olarak adlandırılan bu arabirimler, fazla ağırlık yapmaları ne­deniyle doğrudan üçayağa sabitlenir. Böylece yük de fotoğraf makinesine bin­mez. Körük sisteminin maliyeti oldukça yüksektir. Bu nedenle ilk denemelerinizi halkalar üzerinden yapmanız daha doğ­ru olacaktır.

Üreticiler, makro çekimlerde ışık so­rununa da çare bulmuş durumdalar. Çö­zümün adı "halka flaş". Halka flaş objek­tifin önüne vidalanır ve adından da an­laşılacağı gibi halka şeklindedir. Bu şekli

sayesinde birkaç santimetre önünde du­ran cismi tamamen gölgesiz bir biçimde aydınlatır. Belgeleme çalışmaları için çok uygun bir araç olan halka flaşın, daha doğal çekimler için biraz kullanışsız ol­duğunu söyleyebiliriz. Çünkü fotoğrafta derinliği sağlayan ilk öğe gölgedir.

Işıklandırmayı basitleştirin

İlk çekimleriniz için çok daha ucuz ma­liyetli bir aydınlatma sistemi kullanabi­lirsiniz. Bir parşömen kağıdını 7 cm ça­pında rulo haline getirin. Bu ruloyu ob­jektifin üzerine geçirin ve odak ayarını yapın. Ardından ruloyu en az üç nokta­dan aydınlatın.

Beyaz ayarı, ışığın yarattığı kırmızılığı yok edecektir. Deklanşöre basarken tit­retmemek için bir kablo deklanşör veya uzaktan kumanda kullanmalısınız. Ayrı­ca üçayağınız da çok sağlam olmalı. Fo­toğraf makinesinin aynası hareket etti­ğinde makine titrememeli.

Halkayla veya körüklü çekimler yaptı­ğınızda, bu tür gereçlerin objektifin ışık geçirgenliğini azalttığını da hesaba kat­manızda yarar var. Her bir kademelik büyütme, -1 ışık kaybına neden olur. Halkalı bir objektifin diyafram değeri 8 ise, flaşı (eğer otomatik olarak ayarlan­mıyorsa) manuel olarak 11'e getirmeli­siniz.

Alan derinliğine dikkat

Tüm bu ayarlardan sonra sıra alan de­rinliğine gelir. Konu objektife ne kadar yakmlaşırsa, ön ve arkasında kalan net alan da o kadar az olacaktır. Normal me­safelerde 5.6 gibi bir diyafram değeri bir­kaç metrelik net alan derinliği sağlarken, makro çekimlerde en az 11'den başlayan çekimler önerilir. 22'lik diyafram değeri, bu konuda en mükemmel seçimdir.

Demir paraları kesmek

Bozuk para, makro çekiminde çok klasik bir konudur. Paraları yan yana koyup ba-sabilmeniz için zeminin kaybolması ge­rekir. Mavi kutu veya "path" oluşturma gibi yöntemler bu uygulamada kullanıla­maz, çünkü paralar zeminin rengini yan­sıtacaktır. Ayrıca path yönteminde parayı simetrik olarak işaretlemeniz çok zor olabilir.

Bu sorunu şekilli maskelerle çözmeniz mümkün. Her gelişmiş grafik yazılımın­da daire veya dörtgen şeklinde maskeler bulunur. Öncelikle dairesel maskeyi se­çin. [Ctrl], [Alt] yada [Shift] tuşlarından herhangi birinin desteğiyle paranın mer­kezinden dışa doğru genişleyen bir daire çizin. [Shift]le beraber [Ctrl] veya [Alt] tuşlarını kullandığınızda ise şeklin elips yerine tam bir daire şeklinde çıkmasını sağlarsınız. Kullandığınız yazılım bu özel­liği desteklemiyorsa, farklı bir yöntem de işinize yarayabilir. Paranın tam üzerinden ve sol yanından teğet geçen birer çizgi ha­yal edin. Çizgilerin birleştiği noktaya tık­layın ve sağ alta doğru bir elips çizin. Maskenin sadece sağ tarafını paraya uy­durmaya çalışın.

Şimdi farenin tuşunu bırakın ve fareyi hiç hareket ettirmeden aynı tuşa tekrar basın. Bastıktan sonra elipsi bu kez de yukarı sola doğru çekin. Sağ alt taraf pa­rayla örtüşmüş olmalıdır. Sol üstü ise çe­kerek düzelteceksiniz.

Para ile seçiminiz tam örtüşmüyorsa, farenin tuşunu bırakıp tekrar basarak iş­lemi bu sefer sol üstten sağ alta doğru deneyin. Biraz uğraş ile paranız seçilmiş olacaktır. Bu arada para, fotoğrafta çe­kimden dolayı elipse yakın bir hal almış gibi görünebilir.
Şimdi fotoğrafı başka bir katmana al­mak için kopyalayabilirsiniz. Ayrıca In-verse komutu ile seçimi tersine çevirip [Delete] tuşunu kullanarak zemini sil­meniz de mümkün.

Gölge yaratmak

Parayı ara katmandan başka bir fotoğra­fa aktardığınızda, yeni bir katman ya da asılı bir nesne olarak yerleştirilir. Temel­de ikisi de aynı şeyi ifade eder. Parayı, resmin geri kalan kısmını etkilemeden dilediğiniz yere taşıyabilirsiniz. Ayrıca yine resmin tamamını etkilemeden, sa­dece parayı gölgelendirebilir ya da üze­rinde farklı efektler uygulayabilirsiniz.

Gölgeleme işlemi sırasında gölgenin cismin neresinde, ne kadar uzağında ve ne kadar açık olacağı ayarlanabilir. Göl­ge genellikle sağ altta kalacak şekilde kullanılır. Tonlamayı açık tutarsanız yu­muşak güneş ışığı, düşük tutarsanız sert güneş ışığı etkisi yaratılır.

Gölge oluşturma özelliği yazılımınız­da yoksa, öncelikle bir daire çizin ve içi­ni siyaha boyaym. Ardından maskeyi en üste getirip tonlamayı açın. Daha sonra parayı kopyalayıp bu resmin üzerine oturtun. Böylece gölge ve para mükem­mel bir görünüm sağlayacaktır. 

 
Bazı insanlar için bir gül yalnızca bir çiçek iken, yakın çekim çi­çek fotoğrafları çeken fotoğrafçılar içinse bir gül, sıradan bir gül değildir. Sıra dışı çekim perspektifleri ve yaratıcı ışık yönetimi sayesinde bir çiçeğin yepyeni şe­kil ve renklerini keşfedebilirsiniz.

Dijital fotoğraf makinenizle makro çekim alanını belirleyin

Bu işlemi kompakt bir dijital fotoğraf ma­kinesiyle de yapabilirsiniz: Fotoğraf ma­kinelerinin ayar menüsünde genellikle bir çiçek resmi ile sembolize edilen "Makro" ayarıyla, obje ile aranızdaki mesafeyi bir­kaç santimetreye indirgeyebilirsiniz. Esa­sında dijital fotoğraf makinelerinin ob­jektifi ile yakın çekim alanını bütünüyle kullanmanız mümkün. Ancak üreticiler bu tür fotoğraf makinelerine, günlük fo­toğraf çekimlerindeki odaklama alanını ve buna bağlı pozlama gecikmesini azalt­mak için, makro ayarının açılmasıyla dev­re dışı kalan elektronik bir sınırlama dev­resi yerleştiriyorlar.

Sadece bitkilerin dünyası ile kendinizi sınırlamayıp, model arabalar, böcekler ve­ya yüz hatlarıyla konu yelpazenizi genişletebilirsiniz. Mesela sevgilinizin güzel mavi gözlerini fotoğraflayın. Bu tür portrelerin ise ayrı bir zorluğu vardır, çünkü bu tür fotoğraflar kişilerin özel veya emsalsiz ta-raflarıyla sınırlıdırlar.

Eğer dijital fotoğraf makineniz yete­rince yakınlaştırma alanı sunmuyorsa, bir zum lensinden faydalanabilirsiniz. Marka ve aksesuar üreticileri size uygun bir teklif sunuyorlar. Performansları görüş gücü ile ölçülen bu lensleri 40 ila 150 Euro arası bir fiyattan temin edebilirsiniz.

Kusursuz görüntüler için objektifler ve aydınlatma

Dijital fotoğraf makinelerinin en büyük avantajlarından biri, ışığa karşı dirençli olan objektifleridir. 2,8 diyafram değeri birçok dijital fotoğraf makinesinde stan­dart olarak yer alıyor. Böylece normal ışıklı ortamlarda üçayak olmadan da iyi fotoğraflar çekmek mümkün oluyor. Ya­kın çekimleri gölge yaratmayan bir ışık al­tında çekmek ise ayrı bir avantaj. Eğer çok küçük çekim alanlarında sert gölgeler oluşursa, bunlar bir hayli baskın görüne­cektir. Eğer güneş ışığında fotoğraf çeki­yorsanız, dolaylı bir ışıma kullanmanız en doğru seçim olacaktır. Aynı şekilde bir çi­çekten yansıyan karşı ışık da göz alıcı ola­bilir. Eğer fotoğrafını çekeceğiniz nesne­den gelen karşı ışığa mani olamıyorsanız, bu ışığı bir çıtaya gereceğiniz transparan bir kağıt ile yumuşatabilirsiniz. Ayrıca in­ce beyaz bir kağıt da işinizi görebilir.

Makro çekimlerin belirgin bir özelliği de dar alan derinliği sunmaları. Kısa poz­lama süresi ve keskin olmayan arka plan nedeniyle, lensinizi her koşulda açık di­yafram ile kullanın. Resmin arka planda görünen kısımları, keskin olmayan alan­larda genişler. Resmin ortasında yer alan obje ise, keskinliği ile diğer kısımlardan ayrılır. Şayet objeyi bir bütün olarak kes­kin çekmek istiyorsanız, diyafram sayısını azaltarak diyaframı daraltmaksınız.

Yakın çekimlerde flaş kullanımı ile daha gerçekçi fotoğraf çekimi

Objenizi flaşlı çekim yaparak fotoğrafla-mak istediğinizde, kompakt dijital fotoğ­raf makinelerin dahili flaşları genellikle sorun yaratır: Bazen makinenizle fotoğra­fını çekeceğiniz objeye o kadar yakınlaşır­sınız ki, flaşın parlama açısı bozulur ve objeyle aranızdaki mesafenin koşulu olan otomatiğin ışık performansını, yeterince düşük ayarlayamazsınız. Ayrıca konu üze­rinde gölge yaratmayan ve eşit olarak gelen bir ışık kaynağına ihtiyacınız var. Bu amaçla Olympus gibi üreticiler, yarı ve tam profesyonel dijital fotoğraf makinele­rinde objeyi tamamıyla aydınlatan halka ve kıskaç flaşlara yer veriyorlar.

Küçük dijital fotoğraf makinelerinde ise biraz hile yapmanız gerekiyor: Flaşı açın ve bir karton vasıtasıyla objeye düşen ışığı kesin. Yansıma sağlayan bir yüzey ile geri kalan flaş ışığını yakalayın ve objeye yönlendirin. Eğer dijital fotoğraf makine­nizin bir X-Senkron kablo bağlantısı veya flaş kızağı varsa, harici bir flaş takabilir ve objeyi bir difüzör aracılığı ile yukarıdan aydınlatabilirsiniz. Flaşın objeye uzaklığı ile de hassasiyet ayarı yapabilirsiniz.
Işık kenarları üretmek içinse bir ayna­dan veya başka yansıtıcı yüzeylerden fay­dalanabilirsiniz. Böylece yansımalar saye­sinde konuyu mükemmel bir şekilde modelleyebilirsiniz.

ÖZEL İPUCU

Maket dünyası yaratmak

Tabiatın size sunduklarıyla yetinmek zorunda değilsiniz. Maket satan bir dükkandan temin edebileceğiniz birkaç malzeme ile kendi mikro evreninizi ya­ratabilirsiniz. Model tren yolu üreticile­ri bu işin öncüleri: Tamamen kendi is­teğiniz doğrultusunda, dünyayı küçük formatta yeniden inşa edebilirsiniz. Gerçek dünyada olduğu gibi betimle­meyi ışık ve gölgelerle sağlayabilirsiniz. Yumuşak ışıkla daha iyi sonuçlar elde edilen normal yakın çekim fotoğrafla-,malarından farklı olarak maket çekim­lerindeki gerçekçiliği, bir dimmer vası­tasıyla kumanda edebileceğiniz küçük halojen lambalar ilave ederek sağlaya­bilirsiniz. Işığı maketlerin büyüklükleri­ne uygun hale getirmek ve güneş ışığı­nı taklit etmek için, bir mukavva vasıta­sıyla ışık kaynağının ucunu daraltabilir­siniz. Dijital fotoğraf makinenizin oto­matik beyaz ayarı, kendisini halojen lambaların renk ısısına göre ayarlaya­caktır



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR..TEŞEKKÜR EDERİZ..