FOTOĞRAF TEKNİĞİ İÇİN
ÖNERİLER
- Bu konuda yayınlanmış kitap ve dergileri edinmeye ve okumaya bakınız. Her fırsatta bu yayınları karıştırınız ve takıldığınız konuları araştırınız.
- Okuduğunuzu anlayacak kadar ingilizce öğreniniz. Fotoğrafı ciddiye alanlar için gereklidir bu. Bu dilde yayınlanmış pek çok kitap, dergi ve albüm var.
- Denemelere girişiniz, çalışmalarınızı hep aynı tekrarlardan oluşmasın. Başarılı olan her kesin kendine özgü yöntemleri vardır.
- Gazete ve dergilerde yayınlanan fotoğrafları tekrar tekrar inceleyiniz, eksiklikleri ve iyi tarafları üzerinde düşününüz.
- Kendi fotoğraflarınızı inceleyiniz, beğendiğiniz diğer fotoğraflarla karşılaştırınız, teknik çalışmalara kafa yorunuz.
- Elinizdeki araç-gereci iyi tanıyınız. Makine, objektif, flaş, film, kart, banyo... Sazdan iyi ses alabilmemiz için akordunu iyi bilmemiz gerekir. Elimizdeki malzemeyi iyi tanımaz ve bakımını yapmazsak sonuç kontrolden çıkar ki fotoğraf için en büyük tehlike budur. Biz sonucu fotoğrafçı belirlesin isteriz.
IŞIK
Fotoğrafın temel
bilgileri ışıkla başlar. Fotoğraf ışığın olduğu yerde vardır. Hiçbir ışık
kaynağının olmadığı bir yerde nesneleri görmek ve doğal olarak fotoğraf çekmek
mümkün değildir. O halde ışık nedir ve neden fotoğraf çekmek için ışık
bilgisine ihtiyaç vardır?
Işık, bir noktadan her
yöne yayılan elektromanyetik radyasyon olarak tanımlanabilir. Atomun çok küçük
parçacıklarının dalgalanarak yayılması da diyebiliriz. Bu dalgalanmalar düz bir
çizgi halinde değil, helezonik dalgalanmalar şeklinde olur. Helezonların
yükseklikleri arasındaki mesafe, o ışık türünün dalga boyunu ve niteliğini
belirler. Dalga boyu kısa olan ışıklar güçlü, uzun olan ışıklar ise zayıf
ışıklardır.
Evrendeki bütün ışık
türlerinin hızı aynıdır. Bu da saniyede 300.000 Km. dir.
Dalga
Boyu:
Birbirine komşu iki dalganın tepe noktaları arasındaki mesafedir.
Frekans: Belirli bir noktadan
birim zamanda geçen dalga sayısıdır.
Hız hep aynıdır ama
frekans dediğimiz birim zamandaki dalgalanma sayısı değişir. Evrendeki ışık
türlerinin dalga boyları çok değişiktir. Milimetrenin milyarda birinden, 30
Km'ye kadar varan dalga boylarına sahip ışık türleri vardır. Güneş ışığı,
röntgen ışınları, radar dalgaları, TV dalgaları, radyo dalgaları
(Kısa,orta,uzun) ilk aklımıza gelen değişik ışık türleridir. Ne yazık ki insan
gözü bu kadar çok ışık türlerinin içinde çok az bir kısmını, güneş ışınlarının
sadece bir bölümünü görebiliyor. Gözün gördüğü bu alana "Beyaz ışık"
diyoruz. Bazı hayvanlar insan gözünün göremediği değişik dalga boylarındaki
ışıkları görebilirler.
İlkokuldan beri
biliriz. Beyaz ışık prizmadan geçirilince renklere ayrılır. Bu, tayf veya
spektrumdur. Yukarıdaki şemada beyaz ışığın açılımı görülüyor. İnsan gözünün
görme alanı mor ile başlıyor, kırmızı ile bitiyor.
Burada dikkat edilecek
husus şudur. Morun dalga boyu kısadır, yani güçlüdür. Kırmızıya doğru gittikçe
dalga boyu uzar, yani ışığın gücü azalır. Bu önemli noktayı silinmeyecek gibi
beynimize yazmalıyız. Mor ve mavi güçlü ışıklardır. Kırmızıya doğru gittikçe
gücü azalır. Bu gerçeği bir başka açıdan söyleyelim. Işık kaynağımız güçlü ise
renk maviye, ışık kaynağımız zayıfsa renk kırmızıya kaçar.
İşte örnekler; Güneş
batarken renk kırmızıya kaçar, çünkü bizden uzaklaşır ve ışığın gücü azalır.
Yazın güneş tam tepede iken renk maviye kaçar, çünkü güçlü mavi ışık güçlü
yansımalarla gelir. Kapalı havalarda renk mavi-mora kaçar, çünkü bulutlardan
aşağıya ancak güçlü ışınlar süzülür. Gece evde elektrik ampulü (tungsten) ile
yapılan çekimlerde, ampulün gücüne bağlı olarak renk kırmızıya kaçar. (Tabiki
gün ışığı için hazırlanan filimle çekim yapıyorsak). Flaş ile yakın çekimlerde
renk maviye kaçar. Çünkü flaş ışığı güneş ışığı kadar güçlüdür. Bunu engellemek
için flaş tüplerinin içi sarıya boyanır.
Şimdi, mor- mavi-
yeşil- sarı- turuncu- kırmızı renk sıralamasını ve mordan maviye ışığın gücünün
azaldığını biliyoruz. O halde bu bilgimizle fotoğrafımızdaki renk sapmalarının
nedenini bilir ve düzeltme filtrelerini bilinçlice kullanabiliriz.
Örneğin bir gün batımı
esnasında ve oda ışığında ampulde çektiğimiz bir portrede oluşan gereksiz sarı
veya turuncu tonu yok etmek için mavi seriden bir filtre kullanabiliriz, tersi
olarak mavi hakimiyeti olan bir fotoğrafı kırmızı seriden bir filtreyle
dengeleyebiliriz. Kırmızıya kaçma ne kadar yoğunsa, o yoğunlukta mavi filtre, maviye
kaçma ne kadar yoğunsa o ölçüde de kırmızı filtre... Renk kaymalarını ölçen
alet vardır. Klormetre adı verilen bu aletle kaymaların ölçüsü tespit
edilebilir. Ama bizlerin bu pahalı alete ihtiyacı yok. Genel ilkeleri bilmemiz
ve bir iki filtreye sahip olmamız yeterlidir. Mesela kırmızı seriden Skylight
81A, 81B; mavi seriden ise 82A, 82C yeterli olacaktır.
Şunu unutmayalım,
filmimiz suni ışık için hazırlanan bir tungsten filimse, yapay ışıklarda daha
doğru sonuç verecektir. Normal gün ışığında bile yoğun maviye kaçacak olan bu
filmlerde de renk düzeltme filtreleri kullanılabilir.
RENK ISISI
Işık kaynağındaki renk
sıcaklığı (Renk tanımlanması) Kelvin (K) ile ölçülür.
Bir metal parçası ısıtılıp belli bir sıcaklığı ulaştığında kırmızı, turuncu ve beyaz renklere ulaşır.
Kırmızıya Kadar : 873 K ( 600 C)
Turuncuya Kadar : 1373 K (1100 C)
Beyaza Kadar : 1570 K (1300 C)
Beyaz Işık Yayması : 3200K (2927C) (Elektrik ampüllerinden akım geçtiğinde içindeki ince iletken tel ısınarak beyaz ışık yayar. Yayılan ışık, enerjinin % 10'u kadardır. Geri kalan ısı enerjisidir. Isı üretmeden elde edilen ışığa soğuk ışık denir. Örneğin elektronik flaşlar, floresan lambası, neon lambası, sodyum ve civa buharlı lamba)
IŞIK
KAYNAKLARININ RENK ISISI
Gün doğumunda güneş ışığı : 1800 K
Mum alevi : 1900 K
Ev tipi elektrik
ampülü : 2500 K
Sabah mavi gökyüzü : 8200 K
Elektronik flaş :
6200 K
Güneşli havada
günışığı : 5000 K
Akşam gökyüzü :
3200 K
BİRAZ DAHA IŞIK VE
RENK BİLGİSİ
Tayftaki renklerden üçünü ana renkler olarak isimlendiriyoruz. Bunlar mavi, yeşil ve kırmızıdır. Bu üç rengin karışımı ile diğer tüm renkleri elde edebiliriz. İnsan gözü ve TV tüpleri bu üç ana renge göre çalışır. Beyaz ışığı (günışığı), üç ana rengin karışımı olarak düşünebiliriz.
Üç ana rengin ikişer,
ikişer karışımları ile ara renkler oluşur. Mavi ile yeşil Cyan denilen parlak
mavi yada yeşili; yeşil ile kırmızı, sarıyı; kırmızı ile mavi magenta denilen
menekşe ya da moru oluşturur.
Yukarıdaki şekil ve
renklerin sıralanmasını fotoğrafçı ezbere bilmelidir. Özellikle siyah-
beyazdaki bütün renk problemleri böylece çözülür.
Üç ana rengin karışımı beyazı, üç ara rengin
karışımı beyazı, karşılıklı renklerin karışımı beyazı, tüm renklerin karışımı
beyazı verir. Beyazdan üç ana rengi veya üç ara rengi çıkarırsak geriye siyah
kalır.
Cisimleri nasıl renkli gördüğümüz böylece
açıklanır. Bir duvar sarı ise, beyaz ışık duvara çarpıyor, mavi emiliyor, yeşil
ile kırmızı yansıyarak, gözümüze bu iki rengin karışımı sarı geliyor demektir.
Duvar beyaz ise üç ana renk te yansıyordur. Siyah ise üç rengide emiyordur.
Siyah-beyazdaki filtre kullanımı, yukarıdaki
bilgiler doğrultusunda kolay çözülebilir. Kural şudur; Her renk filtre, kendi
rengini beyaza, karşıt rengini siyaha kaçırır. Renkli ve SB filmlerin ortak
filtresi "Polorizedir". Bu filtre yansıyan ışığı önemli oranda keser.
Gökyüzündeki, su yüzeylerindeki, vitrin ve taksi camlarındaki yansıma ve
parlamaları ortadan kaldırır. Düz renklere zarar vermeden göğü
koyulaştırabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR..TEŞEKKÜR EDERİZ..