02 Ocak 2014

FOTOGRAFCILIK SOZLUGU

DİJİTAL FOTOĞRAF SÖZLÜĞÜ
4fc Alan derinliği (Depth of field): Pozlama yapılan objenin önünde ve arkasındaki net alandır. Bu alanın derinlik açısından 1/3'ü obje ile kamera arasında, 2/3'üyse objenin arkasında oluşur. Alan derinliği diyafram açıklığına, cismin objektife olan uzaklığına ve makinede kullanılan merceklerin odak uzaklığına bağlı olarak değişir. AF: Auto focus'un kısaltılmış halidir. Otomatik netlik ayarı anlamındadır.



Alan derinliği: Objektifin netleme yaptığı nokta ya da konunun, ön ve arkasındaki kabul edilebilir netlikte görünen alan. Üç değişkenle kontrol edilir : Diyafram, objektif ve konuya olan uzaklık.
Alan derinliği ölçeği: Bazı fotograf makinelerinin objektif takılan kısmında yuvarlak bir halka üzerinde ya da sabit odaklı objektiflerde , objektifin netleme yaptığı uzaklık ve seçilen belli bir diyafram değeri için alan derinliğinin ne kadar olduğunu gösteren ölçekler mevcuttur. Yeni üretilen, otomatik netleme yapabilen ve değişken odaklı (zoom) objektifli birçok fotograf makinesinde bu ölçek artık kullanılmamaktadır.
Alan derinliği ön izleme düğmesi: Seçmiş olduğunuz diyafram değerine göre görüntüyü önceden izleme olanağı sağlayan bir fotograf makinesi özelliği. Vizörden baktığınızda gördüğünüz görüntü en geniş diyafram açıklığından bakılarak görülen görüntüdür. Bu durum objektifin içine daha fazla ışık doldurduğu için fotografladığınız konunun daha iyi görülüp netleme yapılmasını olanaklı kılar ancak gerçek alan derinliğini göstermez ve çekeceğiniz fotograflar vizörden gördüğünüz gibi çıkmayabilir. Alan derinliği ön izleme düğmesi, diyaframı kullandığınız değere getirerek, fotografınızın son halinin nasıl olacağını önceden görmenizi sağlar.
Aperture Priority: Fotoğraf makinelerinde A harfi ile gösterilen bir çekim modudur. Bu mod etkinleştirildiğinde diyafram açıklığı istenildiği gibi değiştirilebilir. Buna karşılık deklanşör hızıysa otomatik ayarlanır.
Aperture Diyafram. Fotoğraf makinesi objektifinin önünde yer alan sensöre (algılayıcı) ya da filme ne kadar ışık düşeceğini kontrol eden yapraklardan oluşmuş düzenektir. Çok ucuz fotoğraf makineleri dışında hemen tüm makinelerde diyafram aralığının büyüklüğü değişkendir. Yani objektiften girecek ışığın derecesini kullanıcı belirleme şansına sahiptir ve bu "f" rakamlarıyla ayarlanır.
Autofocus “Otomatik netleme” olarak adlandırabiliriz. Sensöre gelen ışığın aşamalarını otomatik olarak ölçerek odaklamayı ya da netlemeyi gerçekleştiren sisteme verilen ad. Diğerlerine göre daha üstün olan bu sistem, durum içinde en kusursuz netlemeyi sağlar ve fakat bu sensörün ışığa olan duyarlılığına bağlıdır. Diğer bir sistem olan infrared (kızılötesi) otomatik netleme (“aktif otomatik netleme” olarak da bilinir) ise odaklanacak nesnenin uzaklığını ölçmek için bu noktaya kızılötesi bir ışın gönderir ve netlemeyi gerçekleştirir. Aktif otomatik netleme sistemleri limitli bir mesafeyi netleyebilirler.
ASA: Filmin ışığa duyarlılığını gösteren bir ölçü birimidir. Bu rakam yükseldikçe duyarılık artar, azaldıkça da düşer.
Aspect Ratio: Bir resmin boyunun enine olan oranını gösterir. Dijital fotoğraf makineleri 4:3 oranını korurken, 35 mm'lik film kullanan makinelerse 3:2 oranını kullanır.
AWB: Automatic White Balance kelimelerinin kısaltılmış halidir. Otomatik renk ayarı anlamındadır.
Az pozlandırma: Fotografınızın istediğinizden daha koyu (karanlık) çıkması film üzerine yeterli miktarda ışık gelmediğinin (filmin az pozlandırıldığının) göstergesidir. Kullanılması gereken enstantane ve/veya diyafram değerlerinin daha yüksek / kısık değerlerde kullanılması sonucu oluşur.
“B” (Bulb) değeri: Parmakla veya bir deklanşör uzatma kablosu aracılığı ile deklanşör basılı tutulduğu sürece obtüratörün açık kalmasını sağlayan bir enstantane değeri.
B&W: Black and White, yani siyah-beyaz anlamındadır.
Balık gözü: insan gözünün 53 derecelik bir görüş açısı vardır. Objektiflerdeyse bu değerin üstüne de çıkılabilir, altına da inilebilir. Balık gözü adı verilen objektiflerde bu de-ğer 100 ile 180 derece arasındadır. Ancak elde edilen fotoğraflarda bükülme ve yuvarlama hakimdir.
Blur: Fotoğraf çekimi sırasında makinenin titretilmesinden kaynaklanan bulanıklığı simgelemek için kullanılan bir terimdir.
Bracket: Gelişmiş- fotoğraf makinelerinin çoğunda bulunan, farklı aydınlık seviyelerinde çekim yapılmasını sağlayan bir özelliktir. Bu ayar etkin olduğunda deklanşöre basılmasıyla birlikte 3 ya da 5 defa arka arkaya birbirine ardışık farklı ışık ayarlarında fotoğraf çekilir.
Bracketing: Işığın sürekli değiştiği, ışık ölçümünden emin olunmadığı ya da mutlaka doğru sonuç alınması gereken konularda doğru olduğu varsayılan ilk poz değerinde bir değişkenin (enstantane ya da diyafram) sabit tutularak diğer değişkenin daha altında ve daha üzerinde farklı poz değerleri ile seri çekimlerinin yapılması.
CF: Compact Flash bellek kartları için kullanılan bir kısaltmadır.
CMOS: Teknolojisi eskimiş bir imaj algılayıcısıdır.
Contrast Zıtlık, kontrast. Bir görüntüdeki parlaklık değişim miktarının ölçümüdür. Kontrast kontrolü dijital fotoğrafçılıkta önemlidir. Dijital makinelerde kontrastlık doğal nesne kontrastlığından, nesnenin ışığının oranı, lens faktörü ve algılayıcıya gelen yeşil tonun miktarına göre değişir.
Compact Flash: Dijital fotoğraf makinelerinde bir zamanlar en çok kullanılan bellek kartlarından biridir.
Degrade nötr yoğunluk filtresi: Yarısı şeffaf diğer yarısı bir, iki veya üç stop koyu renk olan filtre türü. Parlak aydınlıklar ve koyu gölgeleri dengelemeye ya da ön planın çok koyu arka planın ise çok açık olduğu durumlarda kontrastı azaltmaya yarar.
Değişken odaklı (zoom) objektif: Objektif gövdesi üzerindeki bir halkayı ileri – geri ya da sağa sola çevirerek farklı odak uzaklıklarının (dolayısıyla farklı görüş açılarının) kullanılabildiği objektif tipidir. Deklanşör kablosu: Deklanşör düğmesini parmakla dokunmadan çalıştırmak için fotograf makinesine bir kablo yardımıyla bağlanan düzenektir.
Deklanşör: Bir fotoğraf makinesinde örtücü olarak adlandırılan ve fotoğrafın çekilmesi amacıyla imaj algılayıcısına görüntünün gelmesini sağlayan perdeyi çalıştıran düğmedir.
Dia film : Bir banyo işleminden sonra görüntünün oluştuğu, gerçek görüntü için ikinci bir işleme (kart baskı) ihtiyaç duyulmayan filmlerdir. Saydam, slayt, diapozitif, pozitif, chrome, E - 6  vb isimlerle anılırlar. 
Dijital zoom: Fotoğraf makinesinin odaklanabildiği en uzak noktadaki görüntünün bir kısmını yazılım desteğiyle büyütmesine verilen addır. Dijital zoom aslında interpolas-yonla elde edilmiş bir görüntüdür. Fotoğraf kalitesi bozulur.
Diyafram: imaj algılayıcısına düşecek ışık miktarını ayarlayabilen bir çeşit kapaktır. Işık miktarı bu kapağın standart mesafelerde durmasıyla ölçeklendirilir.
Diyafram: Objektifin içinden ışığın geçmesine yarayan deliğin açıklığı. Bu açıklığın boyutu genellikle f-sayısı ya da f-stop değerleriyle ifade edilir.Diyafram Öncelikli Seçenek (Av): Fotografçının kendi belirlediği diyafram değerine karşılık, enstantane değerinin fotograf makinesi  tarafından otomatik olarak belirlendiği bir seçenektir.
Diyafram değeri: f/stop adıyla bilinir. Belirli bir diyafram çapına sahip olan tüm makinelerin imaj algılayıcılarına aynı diyafram değerinde aynı miktarda ışığın girmesi gerekir. Belirli durak noktaları vardır. Sayısal açıdan en büyük rakamı temsil eden duraktaki ışık miktarı, bir sonraki durakta geçerli ışık miktarının tam iki katıdır.
DPOF: Digital Print Order Format kelimelerinin baş harfleridir. Dijital fotoğraf makinesini DPOF destekli bir yazıcıya doğrudan bağlayarak çıktı alınmasını sağlar.
Doğrudan ışık: Güneş veya diğer ışık kaynaklarından gelip, yolu üzerinde önemli derecede kayba uğramadan doğrudan konu ya da görüntü üzerine düşen ışıktır.Dolaylı ışık: Tek bir yönden gelmeyip kırılma, yansıma ve dağılma ile oluşan ve konuyu her noktasında aynı şiddetle aydınlatan homojen ışık.Dolgu flaş: Konuyu aydınlatmak ya da gölgelerini doldurmak amacıyla ana ışık kaynağına ilave olarak kullanılan flaş.
Enstantane (obtüratör hızı): Obtüratörün (perdenin) açık kaldığı ve obtüratörün arkasındaki filmin de objektiften gelen ışığa maruz kalarak pozlandırıldığı süredir.
Enstantane Öncelikli Seçenek (Tv): Fotografçının kendi belirlediği enstantane değerine karşılık diyafram değerinin fotograf makinesi tarafından otomatik olarak belirlendiği bir seçenektir.
Enstantane: Deklanşör hızıyla aynı anlamdadır. Ayarlandığı süre boyunca imaj algılayıcısının önündeki perdenin açılıp kapanmasını sağlar.
Enterpolasyon : Fotoğrafın megapiksel bazında çözünürlüğünü, lojik olarak artıran sistemdir. Aslında daha düşük bir elektronik/optik çözünürlüğe sahip kameraların, görüntüyü kaydederken bazı algoritmalar kullanarak, onu daha yüksek çözünürlükmüş gibi kaydetmesi önceden sık kullanılan bir yöntemdi.
EXIF: Gelişmiş dijital fotoğraf makineleri fotoğrafın hangi ayarlarda çekildiğini belirten bir bilgi dosyasını resmin içine gizlerler. Bu dosyada fotoğraf çekilirken kaç ASA kullanıldığı, diyaframın açıklığının ve enstantane hızının ne olduğu gibi bilgiler vardır. Bu bilgiler popüler resim işleme programlarının tamamı tarafından algılanıp gösterilebilir.
EV: Exposure Value kelimelerinin kısaltılmış halidir. +2.0 ile -2.0 arasında değişen bir cetvelde ortam aydınlatması/karartmasının belirli ölçeklerde yapılmasını sağlar.
F/stop: Diyafram ayarının duraklarını belirtir. Diyafram açıklığı standart bir ölçüdür ve her makinede aynı miktarı simgeler.
dağ ikonu şeklinde gösterilir. Bu ikon etkin-leştirildiğinde kamera manzara çekimi için gerekli ayarlan otomatik olarak kendisi yapar.
F-stop: Diyafram açıklığını ifade eden ölçü birimidir. Diyafram çapı ile objektifin odak uzunluğunun birbirine oranını gösterir ve f/stop olarak adlandırılır. Stop sayısı büyüdükçe – f harfinin yanındaki sayı – diyafram açıklığı küçülür (kısılır). Örneğin f/22 çok küçük bir diyafram açıklığı iken f/2 çok geniş bir diyafram açıklığıdır.
Lens: Bir dijital fotoğraf makinesinin belki de en önemli parçasıdır; çünkü lensler aynı zamanda makinenizin gözüdür. Pek çok çeşidi vardır. Makinenin zoom yeteneğini doğrudan belirler.
Fazla pozlama: Över Exposure olarak da bilinir. Dijital fotoğraf makinelerinde bu tür bir durumla karşılaşıldığında kullanıcı yanıp sönen bir yumruk işaretiyle uyarılır. Genelde ortamdaki ışık değeri ya gereğinden çok az/fazladır, ya da objektif pozlama yapılan objeye odaklama yapılamayacak kadar yakın/uzakta bulunmaktadır.
Fazla pozlandırma: Fotografınızın istediğinizden daha açık (aydınlık) çıkması film üzerine gereğinden fazla miktarda ışık geldiğinin (filmin çok pozlandırıldığının) göstergesidir. Kullanılması gereken enstantane ve/veya diyafram değerlerinin daha düşük / açık değerlerde kullanılması sonucu oluşur. 
Film hızı: Filmin ışığa karşı duyarlılığını ifade eder. Yavaş filmler ışığa karşı daha az hassas olduklarından görüntüyü kaydedebilmek için daha çok ışığa ihtiyaç duyarlar. Hızlı filmler ise daha duyarlı olduklarından daha az ışıkla çekim yapabilirler.Filtre: Film üzerine vuran ışığın özelliklerini değiştirmek ve objektifin içine giren ışığı filtre etmek için objektifin ön kısmına takılan ve cam, plastik gibi maddelerden imal edilen yardımcı araç.
Filtre: Işığı süzmede kullanılan özel araçlardır. Cam, asetat, jelatin ya da benzeri malzemeden yapılmışlardır. Objektifin tam önüne yerleştirilerek çekim yapılır. Gelişmiş kimi modellerde bazı özel filtreler bu tür objelere ihtiyaç duyulmadan dijital olarak uygulanır.
Flaş: Fotoğraf çekimi sırasında pozlama yapılan ortamı anlık olarak aydınlatmaya yarayan ışık kaynağıdır. Genellikle makinelere gömülü olarak gelir, ancak gelişmiş modellere ayrıca da takılabilir. Günümüzde tamamen karanlık ortamlarda da çekim yapılmasını kızıl ötesi ışınlarıyla sağlayan özel flaşlar da bulunmaktadır. Bu tür flaşların ışıkları insan gözünün algılayamayacağı dalga boyundadır.
Fokus kilidi: Optik zoom yapabilen fotoğraf makinelerinin tamamında bulunan ve odaklanılan objeye kilitlenmeyi sağlayan bir özelliktir. Deklanşöre yarım basıldığında yapılan netlik ayarı bu şekilde adlandırılır.
Foto-piksel: îmaj algılayıcısında bulunan ışığa duyarlı fotonlara verilen bir tanımlamadır. Farklı isimlerde de anılırlar. Asıl anlatılmak istenilen, ışığın gelmesiyle elektriksel olarak yüklenen hücrelerdir. Buradaki foto kelimesi "photon" anlamında kullanılmıştır.
FPS: Frame per Second kelimelerinin kısaltılmış halidir. Saniyede gösterilen kare sayısını temsil eder. Bu rakam ne kadar büyürse, filmdeki akıcılık o derece artar. Dijital fotoğraf makineleri özelliklerine bağlı olarak göre 10 ile 30 fps arasında çekim yaparlar.
Geniş açı: Görüş açısı standartlardan daha fazla olan merceğe verilen addır. Bu tür merceklerle daha geniş bir alanda pozlama yapılabilir. Ancak bu tip merceklerin optik zoom kapasitesi kuvvetli olmayabilir.
GIF: Popüler resim formatlarından biridir. Bu formana çekim yapabilen gelişmiş fotoğraf makineleri vardır, ancak dijital fotoğraf konusunda pek tercih edilmez. GB: Gigabyte kelimesinin kısaltılmış halidir. 1 gigabyte 1024 megabayte'a eşittir.
Geniş açı objektif: 40 mm’den daha kısa odak uzunluğu olan objektiflere denir.
Gradasyon (Kerteleme) eğrisi
Resim işlemlerinde: Bir resimde bulunan renk değerleri dağılımının grafik olarak ifade edilmesidir ve resimde bulunan toplam aydınlık ve karanlık değerleri ile, kendi renk değeri gradasyon eğrileri ile gösterilen kırmızı, yeşil ve mavi paylarını yansıtır. Resim işlemlerinde, 45° eğilim gösteren bir doğru göründüğünde, renk değerleri değiştirilmemiştir. Bu doğrunun üstünde bulunan kısımlarda renk değerleri arttırılmış, altında bulunan kısımlarda ise düşürülmüştür.
Gri kart: Pozometrelerin kalibre edildiği referans orta tonu temsil eden ve ışığın % 18 ini yansıtan standart gri renge boyalı kart.
Güneşli Hava f/16 Kuralı: Güneşli açık bir günde önden aydınlanmı. bir konunun fotoğrafını çekerken, hangi filmi kullanıyorsanız kullanın doğru pozlandırma değerleri diyafram için f/16, enstantane için ise kullandığınız filmin hızına en yakın 1/ ISO değeridir. Örneğin filminizin hızı (ISO değeri) 100 ise kullanmanız gereken enstantane değeri 1/125, ISO 50 ise 1/60 olmalıdır.
Işık (poz) ölçümü: Nesnelerin üzerinden yansıyarak fotograf makinesinin objektifinden içeri giren ışığın miktarının ölçülmesi işlemi. Bir nesnenin ışığını ya da pozunu ölçme, bu nesneden yansımakta olan ışığın miktarının ölçümüdür.
Görüş açısı: Bir objektifin pozlama yaptığı ortamdaki alanın büyüklüğünü simgeler. Bu alan objenin objektife olan uzaklığına bağlı olarak değişmekle birlikte, aynı zamanda kullanılan lense de bağlıdır. Zo-om'lama yapıldıkça görüş açısı daralır.
Hiperfokal nokta: Optik zoom ayarı olmayan başlangıç seviyelerindeki makinede mercek bu noktaya odaklanmış olarak ayarlanmıştır. Bu nokta teorik olarak şurasıdır: Makine sonsuza odaklandığında, netlik bozulmadan makinenin objektifine olan en yakın mesafedeki noktayı temsil eder.
Histogram: Bir çeşit grafiktir. Amacı pozlama yapılan ortamdaki ışık yoğunluğunu ölçmek ve bunu derecelendirmektir. Histogram grafiğinde ekranın solunda yoğunlaşan çizgiler fotoğrafta karanlık noktaların yoğunluğunu, ekranın sağındaki çizgilerse aydınlık noktaların yoğunluğunu temsil eder. En ideal durum tüm çubukların grafiğin ortasında yoğunlaşmalarıdır. Böyle bir ayarda renkler gerçekçi ve fotoğraflar da canlı çıkar.
Hot shoe: Harici flaş takma yuvasına verilen addır.
I
Interpolasyon: Bir fotoğraf makinesindeki gerçek çözünürlüğün daha da üstüne çıkarak fotoğrafların piksel sayısını yazılım desteğiyle çoğaltma işlemine verilen addır.
İR: Infra Red kelimelerinin baş harfleridir. Kızıl ötesi ışın anlamındadır. Gerek odaklama, gerekse tamamen karanlık ortamlarda ve gece çekimi boyunca ortamı yapay olarak aydınlatma ve netlik ayarı yapma amacıyla kullanılır.
ISO: Fotoğraf makinelerinin ASA değeriyle aynı anlamı taşır, imaj sensörünün ışığa duyarlılık derecesini arttırır ya da azaltır. 100, 200, 400, 800, 1600 şeklinde dereceleri vardır. Genellikle otomatik belirlenir. Işığın az olduğu ortamlarda yüksek hassasiyet dere-cesine getirilerek net fotoğraflar elde edilebilir.
Işık ölçer: Profesyonel fotoğrafçıların sürekli olarak ellerinde taşıdıkları, pozlama yapılacak objeden parlayan ışığın miktarını ölçen elektronik bir alettir. Bu aletin gösterdiği ışık değerine göre gerekli diyafram ve deklanşör hızı ayarı yapılır.
Isıtıcı filtreler: Görüntüye hafif sarı bir renk katan filtrelerdir.ISO değeri: Film hızı birimi. ISO sayısı yükseldikçe filmin hızı artar ve istenen fotoğrafı lu.turmak için daha az ışığa ihtiyaç duyar.  
Işık siperliği: Pozlama sırasında istenmeyen ışıkların objektife düşmesini engellemeyi amaçlayan ve objektifin ucuna takılan silindir şeklinde plastik ya da metal parça.
Karşılıklılık (reciprocity): Enstantane ve diyafram değerleri arasındaki karşılıklı ilişki. Gerek diyafram gerekse de enstantane stop birimleriyle ölçülürler. Bu iki değişken arasındaki karşılıklı ilişki sonucu, değişkenlerden birindeki bir stopluk artış diğer değişkende bir stopluk azalmaya neden olacak  ve bunun sonucunda değişiklik öncesindeki pozlandırma ile yine aynı pozlandırma elde edilecektir.
Örneğin : 1/125 enstantane ve 8 diyafram eşlemesi ile 1/250 enstantane ve 5,6 diyafram eşlemesi aynı pozlama sonucunu verir.
Kırılma: Objektif içinde ışığın kırılması ve dağılmasından doğan ve görüntü oluşmasına bir katkısı bulunmadığı gibi fotograf üzerinde de lekelere yol açan ışık.
Kontrast: Fotoğrafınızda ya da çekimini yaptığınız görüntüde en koyudan en aydınlığa doğru oluşan ton farklılıklarıdır. Düşük kontrastta ton farklılığı daha az, yüksek kontrastta ise daha çoktur.
Köşe gölgeleri: Objektifle uyumlu olmayan telekonvertör ya da güneş siperliği  kullanıldığında veya objektifin önüne üst üste çok fazla filtre eklendiğinde fotoğrafların köşelerinde koyu gölgeler oluşur.
Landscape: Manzara anlamındadır. Fotoğraf makinelerinin özel çekim modlarında
Makro: Fotoğraf makinelerinde yakın çekim modu anlamına gelir. Genellikle 20-30 santimden daha yakındaki objelerin fotoğrafını çekmek için kullanılır.
Makro objektif: Küçük konuların fotograflanması amacıyla çok yakın mesafeye netleme yapabilen objektif tipi. Gerçek bir makro objektif film üzerine konunun gerçek boyutunu veya daha büyük bir görüntüsünü yansıtabilir. Örneğin küçük bir metal para boyutundaki konu 35 mm film çerçevesi içine sığdırılabilir.
Merkez ağırlıklı ölçüm: Görüntünün orta kısmındaki ışığa diğer kısımlardaki ışıktan daha fazla ağırlık veren bir poz ölçüm sistemi. Genellikle vizörün ortasındaki büyük bir daire ile ağırlık verilen kısımın sınırları belirlenir.
Manuel: Dijital fotoğraf makinesi ayarlarında M harfiyle simgelenen ayardır. Bu ayar etkinleştirildiğinde diyafram  açıklığı ve . deklanşör hızı ayarları elle değiştirilebilir. MB: Mega Byte kelimesinin kısaltılmış halidir. Dosya büyüklüğü ölçü birimidir. 1024 kilobyte 1 megabyte'a eşittir.
Matrix Array Matrix Area (alan) ya da Single (tek) Matrix, tam renkli görüntüleri anında elde edebilen CCD'lerdir. Pikseller RGB filtreleri tarafından örtülür. Bazı matrixlerde yeşil renk kırmızı ve maviye göre daha çoktur ve bu sayede daha detaylı görüntü elde edilir. Çünkü insan gözü yeşil renge daha duyarlıdır. Karışık RGB filtrelerinin kötü noktası çözünürlüğün azalmasıdır, çünkü alanın üç ya da dört elementi bir piksel için kullanılır.
Metering: Fotoğraf çekimi sırasında pozla-ma yapılırken netlik, ışık ve benzeri değerlerinin ayarlanmasına metrajlama denir.
Microdrive: IBM tarafından geliştirilen bir veri depolama birimidir. Compact Flash Type II ile aynı boyuttadır.
MM: Milimetre ölçü biriminin kısaltılmış halidir. Fotoğraf makinelerindeki objektifler ve lenslerle ilgili hemen hemen tüm ölçüler milimetre cinsinden verilmiştir.
Multi Spot Focus: Gelişmiş fotoğraf makinelerinde bulunan bir özelliktir. Odaklama ayarının pozlama yapılacak düzlemde birkaç nokta üzerinden yapılmasını sağlar.
Multi Zoom Focus: Gelişmiş fotoğraf makinelerinde bulunan bir özelliktir. Odaklama ayarının sadece kadrajın merkezindeki bölgeye göre değil, isteğe göre kadrajın herhangi bir bölgesine göre yapılmasını sağlar.
Noise: Resimlerdeki gürültü anlamında kullanılan bu terim fotoğraflardaki renk derinliğinin kaybolarak puslu göründüklerini belirtir. Pek çok nedeni olabilir; imaj algılayıcısının kalitesi ya da yetersiz ortam ışığı en temel faktörlerdir.
Negatif film: Film banyosundan sonra gerçek görüntüyü görebilmek için  kimyasal bir işlemle karta pozitif baskısı yapılan film türü.
Noktasal ölçüm: Sadece vizörün ortasındaki minik dairenin kapsadığı noktasal alandaki ışığın şiddetini ölçme işlemi.Normal (standart) objektif: Odak uzunluğu 40 mm ile 60 mm arasında olan 35 mm’lik fotograf makinesi objektiflerine varilen genel ad.
Obtüratör hızı: Bkz: Enstantane.
Odak Uzunluğu: Sonsuza netlendiğinde objektifin optik merkezi ile film düzlemi arasındaki uzunluk.Orta ton: Ne çok açık ne de çok koyu olup bu iki uç arasında ortada olan renk tonu. Örneğin orta  gri tonu, standart gri kart rengi de denen siyah ile beyaz arasında bir tondur.
Otomatik dengelenen dolgu flaşı: Fotograf makinesinin objektifi içinden geçen ışığa duyarlı pozometrenin (TTL – through the lens) belirlediği ışık miktarı ve buna bağlı poz değerlerini algılayıp, bu şekilde flaşın üretmesi gereken ışık miktarını belirleyen elektronik mekanizmayla iletişimi sağlayan ve de bir kızak aracılığıyla makinaya eklenen bağımsız flaş cihazı ya da doğrudan makina üzerine imalat a.amasında monte edilen flaş. Fotoğrafı çekerken flaş., makinaya geri yansıyan ışığı ölçer ve doğru ışık miktarına ulaşıldığında flaşın ışığını keser.  
Objektif: imaj algılayıcısından başlayıp en son merceğin bulunduğu yere kadar uzanan parçaya verilen isimdir.
Odak düzlemi: Focal plane olarak da adlandırılır. Odaklanılan obje üzerindeki hayali bir düzlemdir. Bu düzlem objektifin doğrultusuna diktir. Odaklama yapıldığında en net görüntü işte bu düzlem üzerinde oluşur.
Odak uzunluğu: Focal lenght olarak da bilinir. Merceğin odak noktasıyla merkezi arasındaki mesafedir. Merceğin odak noktası aynı zamanda imaj algılayıcısının bulunduğu düzlemdir.
Odaklama: En net görüntüyü alabilmek için pozlama yapılan objenin odaklanmış görüntüsünün imaj algılayıcısının üstüne düşürme işlemine verilen addır. Burada amaç mercek ayarlarıyla oynayarak odak düzlemini tam da istenilen noktaya yerleştirebilmek ve çekimi o şekilde yapmaktır.
Optik zoom: Tamamen makinenin mercek-leriyle yapılan yakınlaştırma işlemini belirtir. Fotoğraflarda herhangi bir kalite farkı yaşanmaz. Dijital zoom ile karıştırılmamalıdır.
Optik çözünürlük: Bir dijital fotoğraf makinesinin gerçek çözünürlüğünü simgeler. Makinenin imaj algılayıcısının (CCD ya da CMOS) çözünürlüğüne çok yakın bir değerdir. Bu çözünürlükte çekilen fotoğraflarda kalite kaybı olmaz.
Oto-fokus: Otomatik odaklama anlamındadır. Sürekli olarak en net görüntüyü sağlamak amaçlanır. Çok pil harcar. , Over-exposure: Pozlama yapılan obje üzerine gereğinden çok daha fazla ışık düştüğünü simgeler.
Panning (Çevrinme): Hareketli bir konuyu vizörde takip edebilmek için fotograf makinesini de konunun hareketi yönünde çevirerek çekim yapma tekniği. Kural olarak 1 / 15 ve altındaki ensatnatne değerleri kullanılarak yapılır. Polarizasyon filtresi: Objektifin içinden düz bir çizgi olarak geçmeyen (objektifin önünden geçen düzleme dik açı olarak gelmeyen) ışık dalgalarının etkisini ortadan kaldırarak parlamayı, yansımayı, pusu azaltan ve renklere doygunluk veren bir filtre tipidir.
Poz düzeltmesi (Exposure compensation): Pozometreler genellikle orta tona göre ölçüm yaparak kullanılacak diyafram ve enstantane değerlerini öngörürler. Pozometrelerin bu özelliğinden dolayı karanlık konular daha aydınlık, aydınlık konular da daha karanlık çıkar. Poz düzeltmesi, aydınlık tondaki bir konunun poz değerlerini ölçerken film üzerine pozometrenin öngördüğünden daha fazla ışık, karanlık tondaki bir konunun poz değerlerini ölçerken de pozometrenin işaret ettiğinden daha az ışık verilmesi işlemidir.Poz ölçüm rehberleri (Poz tablosu): Pozometrenin ölçüp belirlediği değerlerden ziyade, ışık koşullarına göre diyafram ve enstantane değerlerinin ifade edilmesi amacıyla kullanılan kriterlerdir. Örnek olarak Güneşli Hava f/16 Kuralı parlak güneş altında poz değerleri belirlemek için kullanılan bir rehberdir.Pozlandırma: İstediğiniz görüntünün film üzerine kaydedilebilmesi için gereken ışık miktarı. Genellikle belli bir film hızı için öngörülmüş diyafram ve enstantane (obtüratör hızı) değerleri ile ifade edilir. Bu değerlere poz değerleri de denir.
 Pozometre (Işık Ölçer): Fotograf makinesinin objektifinden vizöre giren ışığın miktarını ölçen düzendir. Bir SLR fotograf makinesinde bu ışık miktarı, haraketli ayna kalkıp obtüratör açıldığında film üzerine vuran miktardır.Program Seçeneği (P): Diyafram ve enstantane ayarlarını otomatik olarak belirleyen bir pozlandırma seçeneği. Kendi fotograf makinenizde bu seçeneğin nasıl kullanılacağı konusunda kullanma rehberine müracaat etmeniz gerekir.
Panoramik: Dijital fotoğraf makinelerinde daha fazla görüş açısına sahip bir fotoğraf elde etmek üzere aynı mekanın üç farklı objektif açısından çekilmesi ve bu çekimler sonucu ortaya tek bir fotoğrafın çıkması işlemidir. Makine bu moda getirilir ve gerekli ayara göre 3-5 ya da daha fazla fotoğraf çekmek gerekebilir. Makine içindeki özel bir yazılım bu fotoğrafları renk ayarlarına bakarak birleştirir.
Pixelization–Jaggy Bir görüntünün yüzde yüz oranından daha büyük bir oranda büyütülmesi ile oluşan piksellerin normal halinden daha büyük ve bozuk görünmesidir. Pikseller ne kadar küçük ve sayıları ne kadar çok olursa "pikselizasyon" o kadar az olur. Pikselizasyon ''jaggy'' olarak da adlandırılır.
Pozlama: Fotoğrafı çekilecek olan objeden imaj algılayıcısına düşecek ışık miktarının ve süresinin ayarlama işlemidir. Işık miktarı diyaframla, süreyse deklanşör hızıyla (enstantane) ayarlanır. Pozlama kuralına göre doğru bir pozlamada ışık yoğunluğu ile sürenin çarpımı sürekli eşit olmalıdır.
Programmed AE: Gelişmiş dijital fotoğraf makinelerinin üstündeki ayarlardan P harfi ile simgelenen çekim modudur. Diyafram vJPışık ayarlarının otomatik olarak belirlenip çekim yapılmasını sağlar.
QVGA: 320x240 piksellik ekran boyutunu simgeler. Bu ebat fotoğraf değil, film çekmek için kullanılır.
RF: Range Finder kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Anlamı objektif için ayrı bir vizör kullanıldığını vurgulamaktır. Bu tür makinelerde vizörden bakıldığında görülen kadrajdaki merkez nokta ile objektifin optik eksenindeki merkez nokta arasında birkaç santim fark olabilir. Bu fark makinenin üstündeki objektif ve vizörün konumları arasındaki mesafe ile aynıdır.
Priority: Fotoğraf makinelerinde S harfiyle belirtilir. Bu modda deklanşör hızı manuel olarak ayarlanır. SLR: Single Lens Reflex kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur. Pozlama sırasında tek objektif kullanan profesyonel makinelerde kullanılır. Böylece fotoğrafçının kad-rajda gördüğü alanın aynen fotoğraflanması sağlanır.
SLR - Single Lens Reflex “Tek objektifli refleks kamera” için kullanılan bir terimdir.
Spot metering-Nokta ÖlçümNokta ölçüm bir pozlama çeşididir. Bu pozlamada, kadrajlanan alandaki tek küçük bir noktayı hesaplayarak pozlama yapılır. Bu sistem dikkatli ve doğru kullanıldığında, çekilen alanın iyi pozlanmasını diğer alanların ise aşırı ya da az pozlanmasını sağlayarak dikkat çekici bir görüntü elde edilmesini sağlar.
Skylight filtre: Maviden ultraviyoleye kadar olan renk yelpazesindeki ışık dalgalarını engelleyerek görüntüye çok hafif bir uçuk pembe ve sıcaklık katan filtre türüdür. Gün ı.ığı filtresi.Slayt film (Saydam): Bkz. Dia filmSLR (Single-lens-reflex): Tek bir objektifi ve bu objektiften gelen ışığı vizöre yansıtan hareketli (refleks) bir ayna sistemi olan fotograf makineleridir. Bu sistem sayesinde fotografı çekilen konu rahatlıkla görülür. Deklanşöre basıldığında ise ayna yukarıya kalkar ve objektiften gelen ışığın obtüratörden (perdeden) geçerek filmin üzerine vurmasını sağlar.
Stop: Her birimin bir öncekinden iki kat daha fazla ve bir sonrakinin yarısı kadar ışık miktarını ifade ettiği göreceli bir ışık ölçme birimi. F-sayıları, enstantane değerleri ve film hızları (ISO sayıları) hep stop birimine göre ölçülürler. Örneğin f/5.6 diyafram değeri f/8 değerinden iki kat daha fazla ışık miktarı geçirirken f/4 değerinin ise yarısı kadar ışık geçirir. Veya 1/250 saniyelik enstantane değeri 1/500 saniyeye göre iki kat daha fazla ışık miktarı geçirirken 1/125 saniyenin yarısı kadar ışık geçirir.
SmartMedia: Dijital fotoğraf makinelerinde (ve cep telefonları, avuçiçi bilgisayar gibi çeşitli elektronik cihazlarda) kullanılan bellek kartı türlerinden biridir. SVGA: 800x600 piksellik ekran boyutunu ifade eder.
Tele-photo: Optik zoom kapasitesi büyük olan lenslere verilen ortak addır. Bu lenslerin görüş açıları dardır ancak uzağı çok daha fazla yakınlaştırırlar.
Telekonvertör: Fotograf makinesinin gövdesiyle objektif arasına yerleştirilerek konuyu 1.4 katından 2 katına kadar büyütebilen optik araç.
Teleobjektif: 70mm den daha fazla odak uzunluğuna sahip objektif.
TIFF : Dijital fotografın medyaya (CompactFlash, Smart Card, MMC vs. gibi) kaydedilirken kullanılan, tercihe bağlı olarak değişik TİP’te sıkıştırma seçeneklerine imkan sağlayan ancak her şart altında JPEG’den daha fazla yer kaplayan bir resim formatıdır.
TTL: İngilizce "Through the lens" sözcüklerinin baş harflerinden oluşur. Işığın objektifin içinden geçerek film üzerine vurmasını ifade eder. TTL ölçüm objektifin içinden geçerek film üzerine vuran ışığın miktarını belirler. TTL flaşlar pozometrenin objektif içinden geçen ışığı ölçmesi sonucu belirlenen poz değerlerine göre kullanılacak flaş ışığını tesbit ederler.
TFT: Thin Film Transistor kelimelerinin baş harflerini belirtir. Dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan LCD ekranların bir özelliğini ifade eder.
Tripod: Genelde 3 ayaklı olan, yüksekliği ayarlanabilir fotoğraf makinesi tutucularına tripod denir. Fotoğraf makinelerinin tabanında mutlaka bir tripod vidası bulunur. Type l/ll: Compact Flash olarak bilinen bellek kartları modelleridir.
(Through The Lens ) Fotoğraf makinesinin içinde ışığa duyarlı bir mekanizmanın, lensten geçen ışığın pozlanma süresini ölçmesidir. Otomatik odaklama ve pozlamadan bahsedilirken işlemin optikte fiziksel olarak gerçekleştiği anlamındadır.
Twain Görüntü işleme programlarında, dijital fotoğraf makinesi veya tarayıcı tarafından yakalanan görüntülere girilmesini sağlayan özel bir program önyüzüdür.
Ultraviyole (UV) filtre: İnsan gözünün göremediği ancak film üzerine hafif mavimsi bir etki yapan ultraviyole ışınlarını giderici bir tür filtredir.
Üst üste çekim: Filmin aynı karesi üzerine birden fazla çekim yapılması işlemi.
View-finder: Vizör alamına gelir.
Vizör: Pozlama yapılan alanı gösterir. Gözün özel penceresine yaslanılmasıyla görülür. Kimi modellerde minik bir LCD ekran içerirken, yarı profesyonel modellerde objektifin optik ekseniyle aynı doğrultuda görür (SLR özellikli). LCD ekranın çok pil harcamasından çekinenler için kullanımı önerilebilir.
White Balance: Otomatik ya da manuel olarak ortamdaki renk derinliğini ayarlayan bir özelliktir. Kırmızı, mavi ve yeşil renklere bağlı olarak parlaklık ayarı yapılır.
Zoom objektif: Bkz. Değişken odaklı objektif.  

Posted via Blogaway

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR..TEŞEKKÜR EDERİZ..