07 Nisan 2013

MANZARA ÇEKİMİ

Deniz kenarında ya da dağlarda geçirdiğiniz tatil günleri, dijital fo­toğraf makineniz ile etrafı keşfet­mek için en ideal zamandır. Ancak bu şe­kilde dijital fotoğraf makinenizin belleği­ne kaydetmeye değer yerler keşfedebilmeniz mümkün oluyor.


Dijital fotoğraf makineleri sayesinde manzara çekimleri yapmak epeyce kolay­laştı. Mesela yanınızda filtre taşımanıza da gerek kalmadı. Ayrıca bulunduğunuz yerdeki inceliklere de artık dikkat etmeseniz de olur, çünkü evinizdeki bilgisayarda birçok şeyi rötuşlayabilirsiniz. Bir başka kolaylık da dijital fotoğraf makinenizin ekranı: Sonuçları hemen görebilir ve be­ğenmediklerinizi atabilirsiniz.

Geriye kalan ise iyi bir manzara çekimi için şart olan elle yapılandırma. İster hızlı bir çekim, ister ön hazırlık yaparak bir çe­kim gerçekleştirmek isteyin: Her zaman meşhur "altın oran" ilk sırada gelir. "1/3'e 2/3 resim payı" formülü ile neredeyse her konuyu etkileyici bir şekilde resimleyebi­lirsiniz. Deniz kenarındaki resimler için: 1 /3 daha yoğun resim payı ve 2/3 daha ha­fif resim payı, yani kumsaldan çok gökyü­zü, denizden çok bulutlar. Bu kural tabii ki her konu için geçerli değil ve her zaman size enteresan bir fotoğraf çekme garanti­si veremez. Fotoğraflarınızı inceleyen ki­şilerin dikkatini, öncellikle çekimlerinizin kendine has özellikleri çeker. Mesela bir sahil konusunun resim kenarını bir pal­miye veya bir kaya formasyonu ile sınırla­yın. Böylece bu resim artık herhangi bir yer gibi gözükmeyecektir. Dalgaların kı­rıldığı kayalıklar ya da kumsalda terk edil­miş bir gemi kalıntısı, çekimlerinize eşsiz bir hava katacaktır.

Muhteşem manzara çekimleri için en iyi ipuçları

Bir yürüyüş esnasında dikkatinizi çeken bir konuya mı rastladınız? Nasıl bir kom­pozisyon oluşturabileceğinizi bu kontrol listesi ile belirleyebilirsiniz:
Sevimli: Güçlü renkler. Öğleden önce veya öğleden sonra fotoğraf çekin.
Gizemli: Parlak karşı ışık kullanın. Öğlen saatlerinde de mümkün.
Romantik: Gün batımı
Dramatik: Bulutlar, fırtınalı deniz. Daha sonra evinizde değerlendireceğiniz bir sürü deneme çekimi yapın.

Çekimini yapacağınız kesitin seçimin­de, az olan şeyler genellikle daha çok şey ifade eder. Etrafınızdaki manzaranın gör­keminden büyülendiyseniz bile, kendinizi bu güzelliğin aslı ile sınırlamaksınız. Bu durumda her manzara konusu üç resim bileşeni ile sınırlıdır: Arka plan, ön plan ve çerçeve. Dijital fotoğraf makinenizle konuyu bulun. Eğer bu üç bileşeni de ya­kaladıysanız, iyi bir resim çekmeniz muh­temeldir.

Manzara fotoğrafçıları genellikle tele objektiflerle çalışırlar. Bu fotoğrafçılar makinelerinin yakınlaştırma özelliğini kullanarak hem motiflerinin içeriğini yoğunlaştırırlar, hem de birbirinden uzakta olan iki obje arasında oluşabilecek resim boşluklarını-ki geniş açılı çekimlerde bu sıkça görülür- engellerler. Böyle durum­larda ise bir üçayağın kullanılması kaçınılmazdır: Böylece düzgün bir ufuk çizgi­si yakalayabilir, resim kesitini seçebilir ve yakınlaştırma özelliğinin aktif halde ol­masının bir sonucu olan uzun pozlama süresi gibi nedenlerden dolayı net çıkma­yacak resimleri engelleyebilirsiniz.

Diyaframı manuel olarak ayarlayarak düzgün çekimler yapın

Manzara çekimlerinde keskin olmayan alanlarla fazla uğraşmamanız için diyaf­ram açıklığının 5,6- 7 ararlığında olması, size teknik olarak en uygun ayarı sunar

Bu ayar dijital fotoğraf makinelerinin ob­jektiflerinde genellikle ortada bulunur ve manzara programlarının birçoğunda ön­ceden ayarlanmıştır. Eğer istediğiniz ay­dınlatma ayarını seçtiğinizden emin ol­mak istiyorsanız, ayarları manuel olarak yapmanız gerekecek. Fotoğraf dijital ma­kinenizin "AV" ayarı ile bir enstantane de­ğeri seçin; böylece seçiminize uygun bir enstantane hızı kullanılacaktır. Makineni­zin "M" ayarı ile de az veya çok pozlama yaparak, resminizin görünümünde deği­şiklik yapabilirsiniz.

Bu işlem sırasında yerleşik ekran, size seçtiğiniz aydınlatma değerinin optik baş­vurusunu gösterecektir. Bu arada resim bileşenlerinin yeterince vurgulanıp vur­gulanmadığına dikkat etmelisiniz. Böyle­ce aydınlık bir gökyüzü ile koyu görünen kayalıklar, aydınlatma esnasında birbirin­den ayrı olarak görüntülenebilecektir. Ay­rıca gökyüzünün aydınlık değerini azalt­mak için bir akış filtresi kullanmanız veya aydınlatmayı optimize etme işlemini bil­gisayarınızda yapmanız da seçenekleriniz arasında. Dikkat etmeniz gereken diğer bir konu da gökyüzünün aşırı aydınlık görünmemesi, aksi takdirde birçok resim bileşenini yitirmeniz işten bile değil.

MANZARA ÇEKİMİ KONTROL LİSTESİ

1. Altın orana dikkat edin: 1/3 'e 2/3 resim payı.
2. Üç önemli resim bileşenini dikkate alın: Ön plan, arka plan ve çerçeve.
3. Pozlama değeri vasıtasıyla resmin görünümünü kuvvetlendirin.
4. Uygun pozlama değeriyle konuyu iyice vurgulayın.
5. Resim alanlarını belirginleştirmek için, bilgisayarınızdaki resim düzenleyicinizden faydalanın.
6. Doğal ışığı kullanmaya çalışın ve bu ışığı güçlendirin. Asla resmin ahengini bozmayın.

MANZARA VE DOĞA ÇEKİMLERİNDE ALAN DERİNLİĞİ



Manzara ve doğa fotoğraflarının hemen hepsinde anlaşılmaz bir gerçeküstülük vardır. Karedeki her şey, olabileceğinden çok daha güzel görünür. Fotoğrafta bu etkiyi yaratan, sonsuzluğa kadar uzanan netliktir. Ön­deki çimlerden arkadaki ormanlığa, hat­ta ormanın gerisindeki koca dağlara ka­dar tüm alan berrak ve nettir.
Bu sonuçları elde etmek için yüksek diyafram değerleriyle birlikte düşük ens­tantane ayarlan kullanmalısınız. Üça­yaklar, böyle bir durumda vazgeçilmez ihtiyacınız olacaktır. Objektif değerleri değiştirilebilen dijital fotoğraf makine­leri, manzara çekimlerinde çok daha avantajlıdır. Çünkü makinenize diyaf­ram değeri 45'e kadar çıkan objektifleri takabilirsiniz. Sabit objektifli makinele­rin diyafram değerinin 8'in üzerine çık­ması, nadiren gördüğümüz bir durum. 45'lik diyafram ile elde edeceğiniz net alan derinliği, 8'lik diyaframa oranla önemli farklar oluşturur.
UV ve Skylight gibi filtreleri kullana­bilmek de önemli bir avantaj sağlayacak­tır. Filtre, güneş ışınlarının böylesine ge­niş bir ortamda yapacağı kırılmaları sü­zerek resmin bulanıklığını azaltır.
Popüler ayçiçeği resimlerinde olduğu gibi doygun renklere erişmek, ancak po-larize filtreyle mümkün olabilir. Bu filtre aynı zamanda yansımaları yok etmek
için de kullanılır. Satın alırken biraz da­ha pahalı olan dairesel (sirküler) filtrele­ri tercih edin. Lineer polarize filtreler, otomatik ışık ölçümünde hatalara sebep yol açabilir.

1    Veri kalitesini artırmak

Çekerken harcayacağınız onca emeğin JPEG sıkıştırması sırasında uçup gitme­mesi için makinenin dosya ayarını ya ken­di orijinal dosya türüne ya da TIFF'e geti­rin.
Dijital makinelerin orijinal dosya türleri, resimleri sıkıştırmadan bellekte saklar. Bu dosyalan açabilmek için önce bilgisayarınıza aktarmalı, ardından ürünle birlikte gelen yazılımı kullanarak okunabilir bir formata dönüştürmelisi-niz. Bu yöntemin en büyük avantajı, dosyaların genellikle 24 bit'ten fazla renk içeriyor olması ve sıradan bir tarayıcının
yapacağı işten daha fazlasını sunması. Fotoğraflar üzerinde çalışmak için dos­yaları Photoshop gibi 48 bit renk destek­leyen bir yazılımda da açabilirsiniz. Bu sayede parlaklık ve renk gibi ayarları ge­niş bir aralıkta yapma şansı da bulacak­sınız. Ayrıca aydınlık ve karanlık alanlar­da ayrıntıların kaybolacağından endişe etmeniz gerekmeyecek.
Fotoğraf makinenizin kendine özgü bir dosya türü yoksa, RGB-TIFF ya da YC-TIFF desteği sunup sunmadığını kontrol edin. YC-TIFF daha fazla bilgi içerir ve RGB-TIFF'ten daha az yer kap­lar. Ancak YC-TIFF'in olumsuz yanı, dosyaları bilgisayara aktarırken RGB-TIFF'e dönüştürmek zorunda olmanız.

2    İnsansız fotoğraflar

      insanları duygulandıracak bir fotoğrafın içerisinde insan görüntüsü bulunmamalıdır. Dağ fotoğrafı çekerken bu koşulu sağlamak büyük bir sorun değil belki; ancak sıra Beyoğlu'ndaki tarihi binalara gelince biraz durmak gerekiyor. Böyle mekanlarda hava karardıktan sonra bile insan akınları azalmaz. İnsanları yok etmenin sırrı, pozlama süresini 15 dakika­dan bir saate kadar uzatmaktır. Yapıların önünde koşuşturan insanlar fotoğrafta görünecek kadar uzun süre durmayaca­ğından, her daim sabit olan binalar fo­toğrafta tek başına görünecektir.
Aşırı derecede pozlama yaparak ümitsiz bir sonuçla karşılaşmamak için alınması gereken bazı tedbirlerden bah­setmekte yarar var. Öncellikle fotoğraf makinesi manuel olarak ayarlanabilen bir enstantane değerine sahip olmalı. Uzun pozlamalarda obtüratör genellikle deklanşöre basılı tutulduğu sürece açık kalır. Fotoğraf çekerken kramp geçirmek yerine kablo deklanşör ya da uzaktan kumanda kullanmanız daha sağlıklı ola­caktır. Bu sayede denklanşöre basarken yaratacağınız titremeleri de önlemiş ola­caksınız. Kablo deklanşör alırken sıkış­tırma vidası olmasına dikkat etmelisiniz.
Aslında tüm bunları düşünmeden önce, fotoğraf makinenizin uzun süreli pozlarda başarılı olup olmadığını dene­melisiniz. Uzun süreli pozlamalarda ha­talı noktacıkların oluşma ihtimali ol­dukça yüksektir. Fotoğraf makinesinin çekim ayarını otomatik konuma getirin ve karanlık bir ortamda gri ya da kahve­rengi bir kağıt tabakanın fotoğrafını çe­kin. Poz süresi 1 saniyenin üzerinde ol­malı. Fotoğrafı bir grafik programına aktarıp inceleyin. Görüntünün yüzde 100 büyüklükte olmasına da dikkat edin. Tabaka üzerinde çok sayıda noktada me-
talik parlaklıklar görünüyorsa fotoğraf makineniz hatalı noktacıklar üretiyor demektir. Başka bir deyişle bu makine, bu tür çekimler için uygun değil.
Çekim sırasında önemli olan ilk ay­rıntı, algılayıcının gerekenden fazla ışık kaydetmemesidir. 45'lik diyafram ayarına sahip mercekler bile bu tip uzun süreli pozlamalarda aşırı ışığın girmesini engelleye­mez. Bu nedenle ışık girişi­ni farklı bir yöntemle kıs­malısınız. Nötr-gri bir filt­re ile bu sorunu çözebilir­siniz; ancak bu filtreler biraz-pahalıdır. Işığı daha ucuz olan iki adet lineer polarize filtreyle de kısma­nız mümkün. Bunları bir­biri üzerine vidaladığınız­da hem yatay, hem de dü­şey düzlemden ışığın girişi­ni tamamen kesebilirsiniz. Denemelerle filtrelerin en doğru karartma açısını be-lirlerseniz, alacağınız sonuçlar daha da iyi olacaktır. Manuel çekim ayarını kul­lanacağınızdan, filtrelerin pozometreyi etkilemesi önemli bir sorun sayılmaz.

3    Pus ve yağmur filtreleri

      Uzak mesafe ve geniş açı, resim kalitesini bozabilir. Çünkü havada uçuşan parti-küller ışığı kırar ve ortamın puslu ve bu­lutlu görünmesine neden olur. Bu tür bir resmi grafik işleme yazılımınız ile açın ve kontrastı yüzde 5 oranında arttırın. Bu işlemi neredeyse tüm grafik yazılım­ları ile yapabilirsiniz. Ancak histogram içeren bir yazılımla daha başarılı sonuç­lar almanız da mümkün. Bu işlem çoğunlukla efektler menüsünde yer alır ve yükselen bir doğruyla gösterilir. Doğru­nun tam ortasına tıklayın ve fareyi hafif­çe oynatarak doğruyu eğriye çevirin. So­nuç olarak resmin orta parlaklıktaki alanlarında aydınlanma veya kararma meydana gelecektir. Işıldayan fotoğraflar genellikle eğriyi aşağıya doğru çektiği­nizde elde edilir.
Fotoğrafa daha fazla müdahale etmek isteyenler, ek filtreler de kullanmalı. Bu filtreler grafik yazılımına ayrıca yükleni­yor. Nils Color Effex yazılımı harika bir güneş ışığı filtresi sunuyor ve ışığın ren­gini sarı-turuncu bir tona çeviriyor. Açık renkli alanları da daha çok aydınlatıp yumuşak bir kenarla sınırlıyor. Bu saye­de nesne gün ışığında parıldıyormuş gi­bi görünecektir. Hatta çok kapalı bir ha­vada çekilen fotoğrafı, görüntüde çok büyük yağmur damlaları olmadığı sürece güneşli bir fotoğrafa dönüş­türebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR..TEŞEKKÜR EDERİZ..