07 Nisan 2013

KARANLIKTA ÇEKİM


Dijital fotoğraf makinelerinin 1 elektronik düzenekleri karanlığı îfe** sevmezler ve ışığı, yüksek enstan­tane ayarları ya da yüksek diyafram de­ğerleriyle yakalamaya çalışırlar. Bunu yapmazlarsa fotoğraflarınız aşırı pozlanacağından çok açık renk görünecektir. Gece çekimi söz konusu olduğunda, işin içine parlak ışıklar da girer. Aradaki yük­sek kontrast farkları, karanlık alanlarda renkli lekelerin oluşmasına yol açar.


1.Gece programını kullanmak

Orta sınıfın üzerindeki fotoğraf makine­lerinin çoğunda özel çekim programları bulunur. Bunlar arasında gece çekim programı da vardır. Bu program dört te­mel ayarı değiştirir: tik olarak ışık ölçü­münü nokta ölçümünden entegral ölçü­müne getirir. Bu durumda ölçüm bir nokta yerine bütün fotoğrafın ortalama­sına göre alınır. Nokta ölçümünde ise herhangi bir ışık kaynağı siz istemeseniz de ölçüm noktasına denk gelebilir. En­tegral ölçümle böyle bir hatayı önlemiş olursunuz.

İkinci değişiklik ise enstantane hızının önemli oranda düşürül­mesidir. Obtüratör, algılayı­cıya yeteri miktarda ışık dü­şürecek kadar açık kalır ve en karanlık alanlardaki hat­lar bile belirginleşir. Parlak ışık kaynaklarının fotoğrafa lekeler halinde yansımama­sı içinse diyafram açıklığı iyice kısılır. Bildiğiniz gibi, normal programlar karan­lık ortamda en geniş diyaf­ram açıklığını kullanmaya çalışacaktır.

Son olarak da flaş "ya­vaş" konuma alınır. Yavaş konumda flaş kapak açıldı­ğında değil, kapanmak üzereyken patlar. Böylece hareket eden ışıklı cisimlerin oluşturacağı şeritler cismin önü yerine arkasında oluşur. Bu da fotoğrafa iyi bir hareket duygusu katar.


2.Değerleri manuel ayarlamak

Gece programı olmadan da gece çekimi yapmanız mümkün. Fotoğraf makinesi­ni normal programına getirin ve verdiği ölçümleri bir kenara not edin. Ardından makineyi manuel programa getirip, önerilen enstantane hızının iki kat yava­şını ve diyafram açıklığının iki kademe genişini ayarlayın. Küçük ekrandan ba­karak sonucu kontrol edin ve gerekiyor­sa ayarlarda biraz daha değişiklik yapın.

3.Sisle kaplı dans pisti


Karanlık bir fonun önünde duran parlak ışıkları fotoğraflamak, gece programın­daki ayarlardakilere benzer düzenleme­ler gerektiriyor. Gördüğünüz manzarayı, örneğin siste dans edenleri gece progra­mıyla çekmek mümkün değil. Bu ne­denle tercihinizi genellikle makine üze­rinde "S" ile ifade edilen enstantane (za­man) ayarlı programdan yana kullan­malısınız. Enstantaneyi 1/15'in altına düşürmemeye dikkat edin. Bizim tavsi­yemiz bu değeri 1/30 olarak belirleme­niz.

Sisi, bir ışık kaynağının karşısına ge­lecek şekilde çekin. Bu durumda duyar­lılığı 400 ASA veya üstüne çıkarmanız gerekebilir. Eğer dans edenler siyah birer gölgeden farksız görünüyorsa, devreye flaşı sokmalısınız. Ancak flaş ışığının miktarını doğru olarak ayarlayamazsanız, sis kaybolacaktır. Bu nedenle kağıt mendilin bir tabakasını kullanarak flaşı örtebilirsiniz.

4.Ay ve yıldızları çekmek

Gökyüzünün açık olduğu gecelerde çe­kilen ay ve yıldız fotoğrafları, birçok in­sanın ilgisini çekecektir. Gece olmasına rağmen ortalık gündüz gibi aydınlanır. Ancak bu aydınlık fotoğraf çekmeniz için yeterli değildir. Ay ve yıldız fotoğraf­larında en büyük yardımcınız üçayak olacaktır. Dakikalar süren çekimlerde gök cisimlerinin hareketi fotoğrafa yan­sır. Bu yüzden yıldızlar bulanık şeritler şeklinde çıkacaktır. Sorunu aşmak için üçayak üzerine yerleştirdiğiniz fotoğraf makinesinin çekim süresince yıldızları takip etmesi gerekir. Bunu hidrolik ya da otomatik kafası olan bir ayakla başarabi­lirsiniz. Otomatik kafalı üçayaklar ayar­ladığınız hıza göre fotoğraf makinesini duraksamadan döndürebiliyorlar.

Bunun dışında oldukça yüksek bir odak mesafesine ihtiyacınız olacak. Fo­toğraf makinelerinin bağlanabildiği te­leskoplar size gerekli odak uzaklığını sağlayacaktır. Genellikle bu tür çekim­lerde fotoğraf makinesini makro çekim ayarına getirmek gerekir, aksi halde te-leskobun görüntüsü objektifin hemen önünde olacaktır.

5.Kontrastı yumuşatmak

Karanlık ve ışığın yetersiz kaldığı ortam­larda, genellikle renklerin çok azı fotoğ­rafa aktarılır. Aktarılan renkler yine de gözün algılayabildiğinden fazlasıdır.

Küçük bir hileyle renkler gözün daha rahat algılayabileceği bir parlaklık değe­rine getirilebilir. Böylece fotoğraftaki ay­rıntı oram da artacaktır. Bunun için renk değerlerini düzeltme filtresi sunan bir grafik programına sahip olmalısınız ki bu filtreyi birçok yazılımda bulmanız mümkün.

Filtre genellikle dağ profillerini andı­ran bir grafik sunar. Zirve yapan nokta­lar, parlaklığın da yüksek olduğu nokta­lardır. Gece çekimlerinde eğriler kenar­larda iyice düşecektir. Bunun nedeni, ye­teri kadar ışık olmamasıdır.


Bu alanları doldurmak için, küçük ayar çubuğu ile oynamalısınız. Grafiğin en düşük değerleri verdiği ayar noktası­nı, ilk tepe noktasına kadar yaklaştırın. Yazılımın gerçek zamanlı önizleme seçe­neği varsa, değişikliği küçük bir pence­reden izleyebilirsiniz. Resim bu aşamada garip görünecektir. Bu garipliği ortada yer alan ayar noktasını kullanarak dü­zelteceksiniz. Noktayı diğer iki noktanın ortasına denk gelecek şekilde kaydırın ve ardından ileri geri oynatarak, resmin en iyi göründüğü konuma getirin.

Renk değerlerini düzeltme işlemi, ay­nı zamanda ayrı bir otomatik düzeltme özelliğini de içerir. Otomatik ayarla­mada, tarif ettiğimiz işlemin aynısı ger­çekleştirilir. Görüntü ne kadar karanlık ve renk bilgisi ne kadar azsa, otomatik düzeltme de hedefi o kadar şaşırır. Bu düzeltme genellikle maviye dönük bir tonun oluşmasına sebep olacaktır. Bu maviliği gidermek içinse, yine manuel ayarlara başvurmak zorundasınız. Yani otomatik olarak yapılan ayarlarla iste­diğiniz sonuca ulaşmanız oldukça zor. Çok karanlık fotoğraflarda bu ayarla­ra rağmen yeteri kadar renk ortaya çıkmayabiliyor. Eğer kare sizin için önem­liyse, bir de gri tonlara çevirerek düzelt­meye çalışabilirsiniz. Böylece rahatsız edici renk parlamaları yok olacak ve da­ha fazla ayrıntı ortaya çıkacaktır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR..TEŞEKKÜR EDERİZ..